Film, ölümcül bir hastalığa yakalanmış cesur bir genç kız olan Skye’ın hikayesini anlatıyor. Skye, havaalanında çalışan 19 yaşındaki Calvin ile arkadaş olur. Kendi gölgesinden bile korkan evhamlı Calvin, Skye’ın ölmeden önce yapılacaklar listesindeki şeyleri yapmasına yardım eder. Calvin bu sırada korkularıyla yüzleşmeyi ve onları zapt etmeyi öğrenir. Bu korkuların arasında ulaşılamaz gibi görünen güzeller güzeli Izzy’ye açılmak da vardır.
Hikaye, bir gün hastanede isimsiz kahramanın bir günlük bulmasıyla başlar. Günlük ise pankreasında olan hastalığıyla mücadele etmeye çalışan ve son birkaç ayı kalan sınıf arkadaşı Sakura Yamauchi’ye aittir. Sakura, isimsiz kahramana ailesi dışında kimsenin bunu bilmediğini söyler. İsimsiz kahraman da bu sırrı kimseye söylememek üzere Sakura’ya söz verir. Tamamen zıt kişiliklerine rağmen isimsiz kahraman, Sakura’nın son birkaç ayında onun yanında olmaya karar verir.
Başarılı tetikçi Joe Flood (Dave Bautista) ölümcül bir hastalığa yakalanınca işleri kendince çözmeye karar verir ve kendisine suikast yapılması talebinde bulunur. Ancak tuttuğu tetikçiler aynı zamanda eski kız arkadaşını da (Sofia Boutella) hedef alınca, çok geç olmadan suikastçı meslektaşlarından oluşan bir orduyu savuşturmak ve hayatının aşkını geri kazanmak zorunda kalır.
İki hasta gencin hastanede yollarının kesişmesi ile değişen yaşamlarını konu ediyor. Stella Grant, 17 yaşında olan bir genç kızdır. Bilgisayarına bağlı bir hayat süren Stella, yaşıtları gibi gezip dolaşmak yerine zamanını çoğunu hastanede geçirmek zorundadır. Kistik fibrozis hastası olan genç kız hayatını rutinler, sınırlamalar ve kendi kendini kontrol etmekle geçirir. Fakat genç kızın hayatı Will Newman ile tanışmasıyla bambaşka bir hal alır. Birbirlerinden etkilenmeye başlayan gençlerin önünde büyük bir engel vardır. Will de Stella gibi hastadır ve hastalıkları nedeniyle hayatlarına konulan sınırlamalar aralarına mesafe koymalarını gerektirir. Ancak onlar birlikte vakit geçirmeye devam ettikçe sınırlamaların dışına çıkmaya başlarlar.
Thomas (Dylan O’Brien) bu son görevde, isyancılardan oluşan gruba liderlik ediyor. Şimdi arkadaşlarını kurtarmak için, en ölümcül labirent olduğu ortaya çıkan WCKD kontrollü efsanevi Last City'ye girmek zorundadırlar. Hayatta kalabilenler ise, labirente ilk geldikleri günden beri merak ettikleri soruların cevaplarını alacaklar.
Sadece bir senelik ömrü kalan 17 yaşındaki Akito, ölümcül bir hastalık yüzünden son altı ayını yaşayan bir kızı mutlu ederek hayatına yeni bir anlam katar.
Gerçeğin, güzelliğin, özgürlüğün ve aşkın kutlamasının yapıldığı 1900'lü yılların göz alıcı, parlak fakat kötü şöhretli gece kulübünün adıdır Moulin Rouge... Satine, bu gece kulübünün parıldayan elması, en güzel yıldızı ve şehrin en tanınmış fahişesidir. Ama gece kulübünü finanse edecek zengin bir adamın takıntısı olmakla, gerçekten aşık olduğu beş parasız bir şair arasında seçim yapmak zorunda kalacaktır.
Apayrı dünyalara sahip milyoner Edward ile araba tamircisi Carter’ın yolları, kanser hastalığı sebebiyle bir hastane odasını paylaşmalarıyla kesişir ve sadece iki ortak noktaları olduğunu keşfederler: Hayatlarının kalan kısmını yapmak istedikleri her şeyi yaparak geçirme arzusu ve kendileriyle barışma ihtiyacı. Hayatları boyunca yapmak istedikleri herşeyin bir listesini yapıp hastaneyi terkeden iki arkadaş, birlikte araba seyahatine çıkarlar ve bu süreçte dost olup hayatı dolu dolu, hoşgörü ve mizahla yaşamayı öğrenirler.
Hava ve solunum yoluyla rahatlıkla geçen ve insanları birkaç gündür içinde öldüren, ölümcül bir virüs salgın şeklinde yayılmaktadır. Dünya çapında uzmanlardan oluşan medikal bir ekip, hem salgına çare bulmaya çalışır hem de insanlarda virüsten daha da hızlı yayılan panik halin kontrol altına almaya çalışırlar. İnsanlar şimdi hem canlarını kurtarmaya çalışırken hem de dağılmanın eşiğine gelen toplumsal hayata tutunma mücadelesi verirler.
Royal Tenenbaum ve karısı Etheline’nin üç çocukları vardır: Chas , Richie ve Margot. Ve Çift bir gün ayrılma kararı alır. Oysa o güne dek; Chas çocuk sayılacak yaştayken emlak işine girmiştir ve uluslararası finans dünyasında neler olup bittiğini bilecek düzeydedir. Margot oyun yazmaktadır ve henüz dokuzuncu sınıftayken elli bin USD’lik Braveman Grant ödülünün sahibi olmuştur. Richie teniste küçükler şampiyonudur ve U.S. Nationals finallerini üç yıl üst üste kazanmıştır. Şimdi, genç Tenenbaum’ların tüm bu parlak hayatı üzerinden ihanet, başarısızlık ve felaket dolu 20 yıl geçmiş ve herşeyin sorumlusu olarak kabul edilen kişi, genellikle ailenin babasıdır. The Royal Tenenbaums, bir dahiler ailesinin ve bu ailenin birdenbire, umulmadık şekilde bir kış toplantısı için yeniden biraraya gelmesinin hikayesidir.
George Malley, günlük hayatında vurdumduymaz bir araba tamircisidir. Ama doğum gününde George'un başına garip bir şey gelir. Malley'in bütün hayatı değişir, ilginç özellikleri ve güçleri ortaya çıkmaya başlar. Depremi bile önceden tahminen edecek duruma gelir. Bir kitabı sayfalarını karıştırarak bir çırpıda okuyuverir. Ama bu durum çevresinin ona hem yadırgayarak, hem de merakla bakmasına sebep olur. Bir takım gizli teşkilatlar peşine düşer.
Çevresindeki insanlara bencilce davranan bir adam, yalnız bir hayat sürer. Adam, kendisini nasıl bu kadar sefil ve yalnız olduğunu keşfetmeye çalışırken kendisini zamanın üç evresinde fantastik bir maceranın içinde bulur.
Filmde, çocukluktan beri korunaklı olan 17 yaşındaki Katie'de yoğunlaşıyor ve gün içinde en ufak miktarda güneş ışığına bile maruz kalmayan nadir bir hastalıkla evin içinde durmak zorundadır. Charlie ile tanıştığında hayatı romantizm dolu bir yaz geçirerek değişecektir...
Afonso Poyart'ın yönettiği film, korkunç cinayetler işleyen ve ardında hiçbir iz bırakmadan kimliğini saklamayı başaran bir seri katilin peşine düşen genç bir FBI dedektifinin hikayesini ele alıyor. Genç dedektif bu zorlu davada, kızının ölümünün ardından hayata küsüp emekli olan uzman tıpçıya ihtiyacı vardır ve onu davayı çözmek için birlikte çalışmaya ikna etmesi gerekmektedir.
Gerçek olaylara dayanan bir hikayeden uyarlanan ve televizyon kanalı HBO tarafından çekilen film, iyileşme umudu kalmayan hastaların ölmesine yardım ederek kamuoyunun gündemine oturan, 'ölüm meleği' lakaplı meşhur Doktor Jack Kevorkian'ın hayatını anlatıyor.
The Professor, ileri evrede kanser hastası ve birkaç ay sonra ölecek bir üniversite hocası olan Richard’ın aynı zamanda eşinin ihanetiyle başa çıkmaya çalışmasını ve kalan ömrünü dünyayı pek de umursamadan dolu dolu yaşamayı seçmesini anlatıyor. Richard öğretme metotlarını, hayatını ve sevmeyi yeniden keşfediyor.
Ailenin en büyük oğlu yeni kız arkadaşını ebeveynleri, erkek kardeşleri ve kızkardeşleri ile tanıştırmaya getirir. Bohem bir aile olan Stone’lar güçlü ve kontrollü bir New York’lu olan misafirlerini biraz karmaşık, biraz beceriksizce bir karşılamayla buyur ederler. Tatil bitmeden ilişkiler ortaya dökülür, sırlar açığa çıkar ve Stone ailesi birbirlerine olan tüm sevgileri ile biraraya gelirler. Sybil Stone beş çocuğu için en iyisini isteyen Stone ailesinin kalbi güçlü bir annedir... Oldukça güzel bir kadın olan Sybil’ın yüzü yaşadığı yılları ve ailesinin sırlarını kendisi gibi en şık güzelliği ile taşımaktadır...
Maud, yaşadığı travmanın ardından kendisini dine adayan genç bir hemşiredir. Maud, kanser nedeniyle perişan bir halde olan Amanda adındaki eski bir dansçı ile ilgilenmekle görevlendirilir. Bu süreçte Amanda’nın evinde kalmaya başlayan Maud, hasta kadın ile arasında farklı bir bağ kurar. Çok geçmeden Maud, Amanda’nın ruhunu kurtarmaya karar verir ve bunu saplantı haline getirir. Ancak kendi karanlık geçmişi peşini bırakmayacaktır.
Usta yönetmen Barbet Schroeder filminde Hollywood'un iki star oyuncusu Michael Keaton ve Andy Garcia'yı biraraya getiriyor. San Francisco'lu polis Frank Connor (Andy Garcia), ölümcül hasta oğlu için uygun bir kemik nakli arayışında. Birçok cinayet işlemiş olan Peter McCabe (Michael Keaton) için ise hastaneye girmeyi başarmak, özgürlüğüne kavuşması için çok önemli. McCabe'in kaçmasıyla, tüm hastane bir savaş alanına dönüyor ve Connor ironik bir şekilde, cani kaçağı korumak zorunda kalıyor. Bunun, oğlununun kurtulabilmesi için tek yol olduğunu bilen polis Connor için her şey daha da karmaşıklaşıyor.
1987 yılında California’daki Compton sokaklarından NWA (Niggaz Wit Attitudes) adında 5 genç adamdan oluşan bir grup çıkar ve hayat hakkındaki isyankar görüşleri ile kendi müziklerini kullanarak Hip Hop kültüründe bir devrim yaparlar.